4 Mayıs 2013 Cumartesi

BİTKİ BESİNİ



Besin veriyordum, bir ara uygun fiyata bulmuştum topluca almıştım, yok çiçek açtıran, yok çiçeksiz bitkilere vs. Önemli olan şunu hatırlamak: besinin içeriğinde şu üç temel element, karışım olarak bulunur. 
azot (N) yaprakları canlandırır, 
fosfor (P) çiçek açmasını sağlar, 
potasyum (K) meyvenin tadını güzelleştirir. 

Çiçekli bitkiler için fosforlu, çiçeksiz bitkiler için azotlu, sebze fideleri için potasyumlu besin lazım. Genel bitki besinlerinde bu üçü zaten %5-%6 oranında  bulunur. O türden besinleri her tür bitkiye verebilirsiniz.

Diğer elementlerin gübre etkisi pek yok. Saksıdaki toprağın içindeki yeter.    

Uygun gübreyi tabii gelişme, çiçek açma, meyve verme zamanlarından hemen önce  vermek gerek.  Örneğin kış sonu azot, ilkbahar ortası-sonu fosfor, ilkbahar sonu-yaz başı potasyum gibi...

Cam güzelinin Bakımı ve Cam güzeli neden solar?


 Çiçeğiniz soluyorsa iki nedeni vardır,

*ya fazla suladınız,  o zaman sulamdan bekleyeceksiniz biraz kurusun. Alttaki deliklerden hava alacak şekilde  saksıyı ızgara gibi bir şeyin üstüne koymak iyi gelebilir.

*ya da az suladınız. Ttoprak üstten nemli de olsa alt taraflar kuru olabilir.  O zaman saksının altını delip  altına tabak koyup tabağa su koyun. Alttan çeksin suyu. Suyu üstten verince su alt tabakalara inmeyebilir, toprak sıkı olduğu için. alttan su vermek köklere iyi gelir.

bir ihtimal de kökünün mantarlanmış olması, öyle olunca pek kurtuluşu olmuyor :( saksıyı değiştirmek, kökün etrafındaki toprağı bitkiyi incitmeden temizlemek ve yeni toprağa dikmek gerekir o zaman.

5 Aralık 2012 Çarşamba

Atatürk Çiçeği 2

Fotoğraf makinem kaybolduğu için uzun zamandır bloga giriş yapamadım. Ama Poinsettia ile ilgili önemli bir projeye girişme kararı aldığımdan sizinle paylaşmak istedim.

Bu Poinsettia'yı geçen sene yılbaşı zamanı almıştık. Biri kızkardeşimde, biri bendeydi. Bendeki ilkbaharda güneş alan bir konumda kaldı ve sürekli yapraklanmaya devam etti. Yazınsa pek güneş almayan salonuma taşıdım. Yaprakları sararıp düştükçe endişelenmedim, yerine alıştıkça yeni yapraklar geldiler. Geçen gün babam, çiçeğe bakıp "vay, ne güzel olmuş" deyince gurur duydum tabii. Kızkardeşiminki maalesef kuzeye bakan ve pek az ışık alan salonunda önce yapraklarını döktü. Hayıflanan kardeşim çiçeğin saksınını değiştirmeye çalışırken, sanırım köklerini zedelemiş olacak ki bitki tamamen sizlere ömür olmuş. Duyduğuma göre, hiç yaprağı kalmasa da gövdesi 10 cm kalacak şekilde budayıp bu sefer doğru koşullarda bekletince, bitki yeniden yapraklanmaya başlayabilir.

Benim bu bitkiyle ilgili deneyimim, onu çok fazla sık boğaz etmemek :) Susuz bırakmayın, karanlıklara gark etmeyin, güneşte kavurmayın, soğukta dondurmayın yeter. Yani, bitki aşırılıklardan hazzetmiyor. Gübre de sevmiyor.

Poinsettia sağlıklı sağlıklı olmasına (gerçi yaprakları biraz fazla küçük gibi geliyor bana, belki kış diye bol ışık alan yerlere koyduğumdandır) ama o muhteşem kızrmızı yaprakları döküldükten sonra bir daha kızarmadı. Ben de araştırma yaptım, nasıl kızaracak diye.  Bitki  kışın, özellikle geceleri 14 saat olmaya başlayınca çiçek açıyor, bu arada yaprakları da kızarıyormuş. Her türlü yapay ışık çiçeklenmeyi geciktireceği için ev ortamında ampuller altında Poinsettia kışın geldiğini anlayamıyor ve çiçeklenmiyor. Çiçekler kırmızı yaprakların arasındaki minik sarı topçuklar. Kırmızı olanlar ise kızaran yapraklar.

Bu 14 saat karartmayı sağlamak için bir haftadır Poinsettia'yı akşamları boş bir dolaba kaldırıyor, sabahları ise tekrar çıkarıp pencere önüne koyuyorum. Akıllı Poinsettia, kışın geldiğini anladı ve en genç yaprakları kırmızıya dönmeye başladı. Tahminimce yeni yaprakları çıktıkça onlar kırmızı olacak, yoksa eski yeşil yaprakları kızarmıyor, aynen kalıyor. Belli de olmaz gerçi, deneye devam...



24 Mayıs 2012 Perşembe

Mavi vapur dumanı 2

Tohumlar çok küçük olunca da bir dert imiş. Daha önce tek bir saksıya ektiğim mavi vapur dumanlarının çok sık olduğunu, bu nedenle gelişmediklerini düşündüğümden, onları ayrı ayrı saksılara aldım. Bir kısmını da bahçeye götürdüm. Bahçeye götürdüklerimde durum pek parlak değil. Evdekileri de bir gün balkonda bıraktım, öyle bir yağmur yağdı ki felekleri şaştı. En fena olan saksılardan onları tek tek çıkarıp ayırdım. Yeniden saksılara ama bu sefer her bir fide ayrı ayrı olacak şekilde diktim. Bu farklı saksılarla da pek çok deney yaptım.

Mavi vapur dumanı bakımı ile ilgili deney sonuçları:
1) Çok su seviyorlar. Aklınıza geldikçe bol bol sulayın, korkmayın. Ama saksı tabağında birikinti halinde su kalmasına izin vermeyin.
2) Işık seviyorlar dense de bence güney cephesine nazır balkonda bırakmayın. Öğle güneşinden korusam da o hallerinden pek verim alamadım. Şimdilik en iyi saksılar evin içinde cama yakın bir yerde duranlar. Çok ışık alırlarsa pek büyümüyorlar.
3) Boyutlarından beklenmeyecek oranda dirençli, güçlü bir çiçek mavi vapur dumanı. Toprak ayır  etmiyor, killi toprakta da sarf torfta da bahçenin kötü toprağında da yetişebiliyor.



Çok sulanınca yandaki mavi vapur dumanı  bu hale geldi. Daha doğrusu tabağında su kalmış. bu aynı zamanda dışarıda günde 2-3 saat akşam güneşi alan saksıydı.







 Tek teklerde başarılı performans. Birkaç taneyi kaybettim ama zararı yok.



Keçi boynuzu 2

Geçen sefer keçiboynuzunun yalnızca fotoğraflarını koymuştum. Bu sefer nasıl çimlendirdiğimden biraz bahsedeyim. 

Keçi boynuzunun içinden çıkan tohumlar, oldukça sert, kuru, nerdeyse taşsı tohumlar. Bu yüzden çimlenmeleri zor olabiliyor. Susuz yerlerde doğal olarak yetişebilmesi de buna bağlı, bitki yeterli su olduğundan emin olmadan, yani iyice suya doymadan çimlenmeyi reddediyor. O halde onu suya doyurmak lazım. 

Kimi yerlerde kabuğu aşındırmak için asit kullanıldığını okudum. Benim durumumda gerekli olmadı. Kaynadıktan sonra biraz soğutulmuş suyla doldurduğum bardağa tohumları atıp iyice şişmelerini bekledim. Su soğudukça suyu değiştirip yeniden sıcak suyla yenilemekte fayda var. Tohum, bu dönemde oksijenli solunum yaptığı için (çünkü hiç klorofili yok) suyun oksijeni azaldıkça tohumun çimlenmesi güçleşir. Sıcak su da tohumun sert kabuğunu yumuşatır. Aman sakın, tohumları haşlamayın ama. 

İyice şişen ve kimisi kk ucu veren tohumları torfa alıp gölgede düzenli olarak sulamaya devam edin. Ortam ısısı 12-13 derecenin altına düşmüyorsa üstünü örtmenize gerek yok. Mantar ve küf oluşumu riskine değmez bence. Geç olsun, güç olmasın :)


Aşağıdakiler keçiboynuzlarının son halleri. İlk hallerini merak edenler buraya tıklayabilirler.


 

17 Mayıs 2012 Perşembe

Mavi ladin 2





Mavi ladinde giderek daha çok fideyi kaybediyorum. Nerdeyse 50 tohumdan hepsi çimlenmişti.Ancak şimdi elimde kala kala 16 tane kaldı. Çoğu kök çürümesiyle elden çıktı. Sağlık durumlarına göre bir sınıflandırma yapacak olursak,

3 tane çok iyi, (yapraklanmaları iyi, gövdeleri sağlam),  


 6 tane iyi (yapraklanmanları iyi, gövdeleri idare eder), 













Birkaç tane de zayıf olan var.